22 Mart 2013 Cuma

Gecikmiş Post...

Hayatın koşuşturmasında  blogger olmak hayli zor bunu herkes bilir. Ben de zaman zaman zorlanıyorum post hazırlarken. Konusuzluktan değil aslında zamansızlıktan... Bazen de buraya kendi kendime yazıyorum, kimse okumuyor diye de düşünmüyor değilim ama okuduğum bloglarda hemen hemen herkes ilk zamanlarda böyle düşünmüş. Yine de insanı rahatlatır bir yanı var post hazırlamanın. Günlük tutmaya yakın bir tavrı var blog yazmanın. Severim ben günlük tutmayı, lisedeyken günlük tuttuğum çok olmuştur. Ama dedim ya hayat içine öyle bir alıyor ki zamanımızı, kelimeler, cümleler sığlaşabiliyor bazen ve insan o kadar çok konu örgüsünün içinde boş sayfaya boş boş bakıyor; "ben ne yazacağım şimdi " diye. Günlerdir yaşadığım hal buydu. Ama şimdi yazacak enerjiyi ve biraz boş vakti buldum. Çayımı beklerken sizlerle geçen günlerin istişaresini yapalım biraz.

İki hafta önce başımızdan çok feci bir olay geçti. Dünyalar tatlısı Dossam'ı karyoladan düşürdüm. Neden karyola diyecek olursanız da bel fıtığı olduğum için Dossayı beşiğinden alıp emzirmek geceleri hayli zor oluyordu. Biz de oğluşumla yatmaya karar verdik. Yanlarına yastık da koyuyordum ben yokken ama küçük bir ihmal sonucu ben iş için sabah hazırlanırken "küt!"diye bir ses duydum koştum baktım Dossam yerde yatıyor ben çığlık atınca da korkup ağlamaya başladı.  Allah'ım öyle çok korktum ki; neyse ki ağlaması çok kısa sürdü. Babaannemiz ve Dedemiz geldi öğlene kadar uyutmadılar Dossa'yı. Allah'a Şükür hiç bir şey olmadı. O hafta Duruca Yaşamak blogunun güzel sahibesi Edoşum ve eşi bize geldiler tabi Durişkomla birlike. O gün Dossanın tüm huysuzluğu üzerindeydi. Nedenini anlayamadık pek, dişe yorduk nitekim haklı da çıktık. Sabah uyandığımızda Dossa sağ üstten üçüncü dişini çıkarmış. Yavrucağımın o gece ki huzursuzluğu ondanmış. (10 Mart 2013)

Salı günü de sabah saat 05:00 sularında Dossam bir çığlıkla uyandı. Öksürüğü ve hırıltısı vardı ama bu ağlama bambaşkaydı. Babamızla hayli telaşlandık ve hemen doktorumuzun yanında aldık soluğu. Meğer aslanım Orta  Kulak İltihabının başındaymış. Doktorumuz hırıltıdan rahatsız oldu, bir şurup ve antibiyotik verip Bugün için tekrar istedi. İlaçları düzenli kullandık ve bugün doktorumuzun yanına gittiğimizde rahatladık. Bronşit olduğundan şüphelenmiştik çok şükür değilmiş. Antibiyotiğimiz bitince tekrar gideceğiz ve kulağımıza bakılacak. Bu süreçte Dossamın keyfi hayli yerinde. Ayhan dedemiz (Babam) Dossa 6. ayına girdiğinde ona yürüteç alacağını söylemişti. 6. ayımıza girdiğimiz gün yürütecimiz geldi fakat doktorumuz 7. ayımız bittiğinde kullanmamızı tavsiye edince erteledik. Şimdi artık 7. ayımız bitti ve Dossamı yürütecine koyduk meğer yavrucağım özgürlük istiyormuş. O kadar mutlu oldu ki yürütecinde. O şen kahkahalar atınca biz de mutlu olduk haliyle.

Son olarak benim Anneannem ve Dedem geldiler. Yani Anneannem ve dedem torun çocuğunu gördüler. Allah'ım onlara Torunun torununu da görmeyi nasip etsin inşallah. Canlarım benim çok seviyorum sizi...
Herkese mutlu,huzurlu haftasonları...
Sevgiyle...

2 yorum:

  1. ben o balı yer bitiririm yürütece de pek yakışmış yakışıklım benim.sedoşum blog işi zahmetlidir ve başlarda kendini yanlız hissedersin ama çok sevdiğin arkadaşların olur bir süre sonra blogun senin elin kolun olur onsuz yapamazsın o yüzden biraz sabır ve biraz da özveri gerekiyor..ben zevkle okuyorum canım yazılarını.ama daha sık olsun lütfeeeennnnn

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet canım zahmetliymiş bu blog işi ama aynı zamanda da terapi gibi... sen beni hiç yalnız bırakmıyorsun bunun için sana özel bir teşekkür. Elimden geldiği kadar sık post hazırlamaya çalışıyorum ama daha sık yazacağım söz :) çıtır çerezimi ve seni kocaman öpüyorum.

      Sil